Tasavvufta mistik uyanış

Tasavvufun hikayesi: Tasavvufun ilk hikayesine öz-farkındalık denir. Elbette bazıları bunu anekdot olarak değil, hareketin bir başlangıcı olarak değerlendirdi. Bu kelime uyanış anlamına gelir ve ilim ehlinin tartışmalarında, hakikat bilgisine doğru hareket etmenin ve aşkın kökene doğru hareket etmenin gerekliliğini anlamak için aklını başına toplama ve farkına varma anlamına gelir. Buna göre, çoğu insan ve aynı zamanda bu şekilde doğru şekilde yönlendirilmemiş olan herkes, geçmişte olduğu gibi tam veya kısmi uyku ve bilinçsizlik durumunda yaşamaya devam eder; Çünkü çoğu insan ya günahlara bulaşırFarklı ya da özel bir günahkardırlar ya da düşük kaliteye sahiptirler ya da dünyada iyi bir eli vardır ya da haksız sevgiye bağımlıdırlar ya da kendilerine yoğun bir öz-sevgi bulaşmıştır ya da başka türden bir ihmalden muzdariptirler. Ve bu saydıklarımızın hepsi cahil ve şuursuz değil mi ki, bir insan aynı anda hem uykulu hem de uykulu kalsa, hayatın başkenti olan anlam ve bilgi yolunda bir hareket başlatmazsa, o değil midir? dünya hayatı, zihinsel enerjisi ve entelektüel ve pratik yeteneği mahvolacak ve zarar görecek ve sürekli “Lafi” örneği Kayboldu mu?! Evet, sağduyu, insan mantığı ve mümkün olduğunda kökene bağımlılık duygusuBir harekete varırlar ve onun yokluğunu her şeyin yokluğu olarak görürler, zaruretine hükmederler, nefsi teyakkuzda ve teyakkuzda tutarlar ve onu ilimle hareket etmeye ve Hak İmamına yönelmeye davet ederler.

Üstadın anlatısı: Mistik uyanış veya kınama Mistik uyanış yerine, bir tür süreklilik kavramının yattığı bir “seçim” olarak yorumluyoruz. Şu anda kişi uyku ve bilinçsizlik durumuna geri dönebilirken, arayan kişi davranış için her uyandığında bilincini kaybetmemelidir; Çünkü davranışta tüm geçmişini almak zorundasınToprağı topraklayın. Bir başka husus da şudur ki, uyanıp farkına varan, arayanın kendisi değil, tercihi, saf meni, helal rızık ve niyetin ve efendinin ihtirası gibi bir grup şeyin faaliyetinin sonucudur. “özel cemaat” olarak yorumluyoruz. Başka bir deyişle, genel kamuoyunun ve tüm dünya hareketinin bir arayışçıyı uyandırmasına gerek yoktur.

keyboard_arrow_up